Bazı oyunlar olur, daha ilk dakikalarda sana başka bir yapımı hatırlatır ama tam olarak hangisi olduğunu çıkaramazsın. Godbreakers’ta bu hissi fazlasıyla yaşadım. Üçüncü şahıs kamerasından oynanan, roguelike formülüne co-op desteği katan bu oyun, türün en iyi örneklerinden olmasa da kendi kimliğini kurmayı başarıyor.
Peki Godbreakers bizlere neler sunuyor? Satın almaya değer mi? Tüm detaylarıyla Godbreakers inceleme yazımız yayımda!
Godbreakers İnceleme
Godbreakers adından da anlaşılacağı üzere tanrıları parçalamakla ilgili bir oyun. Evrende baskı kuran tanrısal varlıkları devirmek ve onların enerjisini emerek güçlenmek senin görevin. Nihai hedefin ise Monad: diğer tanrıların üzerinde hüküm süren, yapay bir zekâ bilinci. İlginç olan, öldürdüğün tanrıların gücünün sende kalması. Yani her döngüde biraz daha güçlü, biraz daha tecrübeli bir “Godbreaker” olarak geri dönüyorsun.
Roguelike yapısına sadık olarak, öldüğünde her şey sıfırlanıyor ama kazandığın kalıcı para birimleriyle yeni silah arketipleri, kozmetikler veya karakter yükseltmeleri açabiliyorsun. “Nexus” adlı merkez alan, bu döngü arasında nefes alma ve gelişme noktası görevi görüyor.
Oyunda altı temel arketip mevcut ve her biri oynanış açısından birbirinden oldukça farklı. İkiz bıçaklar inanılmaz hızlı ve çevik; tırpan geniş menzilli vuruşlar için ideal; sütun silahı (pillar) yavaş ama ölümcül darbeler indiriyor. Her arketipin kendi kombosu, özel saldırısı ve oynanış temposu var. İşin güzel tarafı, hiçbir arketip “gereksiz” ya da “zayıf” hissettirmiyor.

Her biri dengeli, her biri kendi avantajlarını ve dezavantajlarını barındırıyor. Bu da her run’da farklı bir tarz denemeye teşvik ediyor. Özellikle ikiz bıçaklar ile havada zıplayarak, dash ile saldırıya geçmek inanılmaz akıcılık katıyor. Dövüşler, kapalı arena benzeri alanlarda gerçekleşiyor. Düşmanlar dalgalar halinde üzerinize geliyor; siz de hafif ve ağır saldırılarla, dash’lerle ve özel yeteneklerle alana hakim olmaya çalışıyorsunuz.
Her silahın kendine özgü bir “özel” hareketi bulunuyor. Örneğin ikiz bıçaklarla birden fazla düşman arasından sıçrayarak saldırı gerçekleştirebiliyorsunuz. Kontrollere atanan elemental güçler de (örneğin bomba atmak, zehir salmak, ya da silahına zayıflatma eklemek gibi) savaşın temposunu çeşitlendiriyor. Ancak asıl dikkati, Godbreak mekaniği üzerine çekiyor.
Bir düşmanı yeterince zayıflattığınızda ve yeterli “Source” enerjisi topladığınızda düşmanı “Godbreak” edebiliyorsunuz. Godbreak düşmanın gücünü tek kullanımlık bir saldırı ya da buff olarak emme yeteneğindne oluşuyor. Bu hamle sadece görsel olarak tatmin edici değil, aynı zamanda savaşın akışını da değiştiriyor. İyi zamanlanmış bir Godbreak, özellikle boss dövüşlerinde hayat kurtarıcı olabiliyor.

İlk birkaç dünya nispeten kolayken üçüncü ve dördüncü bölümler sertleşiyor. Bu dengesizlik bazı oyuncular için sinir bozucu olabilir. Özellikle tek başına oynarken DPS (hasar potansiyeli) düşük hissediliyor. Elemental yetenekler birkaç yükseltmeden sonra bile zayıf kalabiliyor.
Düşman ve harita çeşitliliği de sınırlı. Arenalar görsel olarak hoş olsa da birkaç run’dan sonra aynı tür düşmanlarla aynı düzende karşılaşmak oyunu monotonlaştırıyor. Roguelike türü için tekrarlılık kaçınılmaz ama Godbreakers’ta bu his biraz erken başlıyor.
Essence sistemi, karakter gelişiminin merkezinde. Her run sırasında topladığınız bu özler, sağlık yenilenmesi, kritik oranı, hız veya patlama hasarı gibi istatistikleri yükseltmene izin veriyor. Toplamda on altı aktif Essence taşıyabiliyorsunuz, bu da belirli yönlerde uzmanlaşmaya zorluyor. Minimal ama etkili bir sistem. Buna ek olarak beş parçadan oluşan zırh sistemi var. Her zırh parçası, özel etkilerle donatılmış durumda.

Bazıları düşmanlara debuff uygularken, bazıları Godbreak yaptığınızda geçici bonuslar kazandırıyor. Bu yapı, oyunun temposuna uygun biçimde sadeleştirilmiş. Karmaşık envanter yönetimiyle uğraşmıyoruz. Her dünyada iki adet boss savaşı bulunuyor. Bu kısım Godbreakers’ın en güçlü yönlerinden biri.
Örneğin “Uhr” adlı boss, Monster Hunter’ı andıran özel bir karşılaşma gibi hissettiriyor; devasa patlamalar, saklanabileceğin kalkanlar ve seni ezmeye çalışan dev tentaküller… Diğerleri ise tam anlamıyla “bullet hell” tarzında, ekranı bombalar, ışınlar ve tuzaklarla dolduruyor. Boss’ların çeşitliliği ve tasarımları genel olarak çok iyi; her biri farklı bir strateji gerektiriyor.
Godbreakers solo oynanabilir, ancak belli ki çok oyunculu için tasarlanmış. Arkadaşlarınla birlikte oynadığında tempo hızlanıyor, Godbreak zincirleriyle alanı temizlemek inanılmaz tatmin edici bir hal alıyor. Takım oyunu, element güçlerini senkronize kullanarak boss’ları saniyeler içinde eritmeni sağlıyor. Tek başınıza ise bu etki haliyle kayboluyor ve savaşlar uzuyor.

Oyunun minimalist ama şık bir sanat tasarımı var. Her gezegen farklı bir renk paleti ve tema taşıyor. Efektler temiz, animasyonlar akıcı. Müzikler özellikle boss dövüşlerinde tempoyu mükemmel destekliyor. Godbreakers, mekanik olarak çok güçlü bir temel üzerine inşa edilmiş, ancak içerik açısından zayıf kalmış. Beş gezegen, altı arketip ve birkaç yan görev bir süre sonra tükeniyor.
Oyunda daha fazla düşman tipi, çevresel tehlike veya rastgele olay görmeyi isterdim. Yine de geliştiriciler ileride yeni içerikler eklerse, bu oyun kolaylıkla türün öne çıkanlarından biri haline gelebilir. İnceleme yazımızı toparlayacak olursak; Godbreakers, mükemmel hissettiren bir dövüş sistemiyle gelen keyifli bir roguelike yapımı.
İlginizi Çekebilir: Sweet Surrender İnceleme
Co-op modu, sade ama etkili ekipman sistemi ve tatmin edici Godbreak mekaniğiyle öne çıkıyor. Ancak düşman ve seviye çeşitliliğinin azlığı, uzun süreli oynanışta monotonluk yaratıyor. Kısa seanslarda oynandığında muhteşem eğlenceli, uzun soluklu bir içerik arayanlar içinse biraz sığ kalıyor. Yine de roguelike türünü seviyor ve “bir run daha” dedirten bir aksiyon oyunu arıyorsanız, Godbreakers tam size göre.
Peki siz Godbreakers inceleme yazımız hakkında ne düşünüyorsunuz? Düşüncelerinizi hemen aşağıda yer alan yorumlar sekmesi üzerinden bizlerle paylaşmayı unutmayın sevgili geek.tr okuyucuları.
Godbreakers (PS5)
Godbreakers, roguelike türünün doyurucu bir temsilcisi olarak karşımıza çıkıyor. Hızlı, akıcı ve tatmin edici dövüş sistemiyle oyuncuyu anında içine çekmeyi başarıyor. Godbreak mekaniği her karşılaşmayı hem stratejik hem de görsel açıdan zenginleştiriyor.
Artılar
- Akıcı ve Yüksek Tempolu Dövüş Sistemi
- Altı Farklı Arketipin Birbirinden Dengeli Olması
- Minimal Ama Derin Özelleştirme (Essence Ve Zırh Sistemi)
- Başarılı Boss Tasarımları Ve Harika Müzikler
Eksiler
- İçerik Miktarı Yetersiz, Tekrar Hissi Erken Başlıyor
- Düşman Ve Seviye Çeşitliliği Düşük
- Bazı Elemental Saldırılar Zayıf Kalıyor
- Hikaye Anlatımı Yüzeysel Ve Kafa Karıştırıcı



